Türkiye, OECD’nin en hızlı büyüyen ikinci ülkesi oldu

Türkiye, yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği yüzde 3,8’lik büyümeyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri...

Türkiye, OECD’nin en hızlı büyüyen ikinci ülkesi oldu

turkiye oecdnin en hizli buyuyen ikinci ulkesi oldu 2eml

Türkiye, yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği yüzde 3,8’lik büyümeyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ikinci, G20 ülkeleri arasında ise üçüncü en hızlı büyüyen ülke olmayı başardı.

OECD ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye, bu yılın Nisan-Haziran döneminde gösterdiği performansla ekonomik büyümesini 12. çeyreğe taşıdı.

OECD ülkeleri arasında Kosta Rika, bu yılın Nisan-Haziran döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,1 büyümeyle ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 3,8 ile Türkiye ve yüzde 3,5 ile Meksika takip etti.

OECD ülkeleri ekonomilerinin ikinci çeyrekteki ortalama büyümesi yüzde 1,5 olarak tahmin ediliyordu. Söz konusu dönemde Avrupa Birliği’nde (AB) ekonomik büyüme yüzde 0,5 olarak gerçekleşti.

OECD’de verileri açıklanan ülkeler arasında ekonomisi yüzde eksi 3 ile en çok küçülen ülke Estonya oldu. Bu ülkeyi yüzde eksi 2,3 ile Macaristan ve yüzde eksi 2,2 ile İsveç takip etti.

Türkiye G20 ÜLKELERİ ARASINDA DA İLK 3’TE

İkinci çeyrek büyüme verileri açıklanan G20 ülkeleri arasında en yüksek büyüme oranına sahip ülke ise yüzde 6,3 ile Çin oldu. Bu ülkeyi yüzde 4,9 ile Endonezya, yüzde 3,8 ile Türkiye ve yüzde 3,5 ile Meksika takip etti.

AB ülkelerinin büyüme oranlarına bakıldığında İrlanda ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla Türkiye ve Portekiz takip ediyor.

“BU YIL İÇİN YÜZDE 3’LÜK BÜYÜME BEKLENTİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ”

AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, bu yılın ilk yarısında şubattaki depreme rağmen milli gelirin yüzde 3,9 oranında arttığını, ana itici gücün geçen yıl olduğu gibi iç talep olduğunu söyledi.

İkinci yarıda imalat sektörleri nedeniyle özellikle temmuz ayından sonra büyüme eğiliminin yavaşladığına dair sinyallerin geldiğini belirten Bürümcekçi, İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin (PMI) bu yıl ilk kez eşik değerin altına düştüğünü söyledi. Reel sektör ve tüketici güveni başta olmak üzere tüm sektörel güven endekslerinde düşüşler yaşandı. kaydedildiğini bildirdi.

Bürümcekci, küresel aktivitede devam eden yavaşlamanın imalat sektörüne etkisinin yanı sıra vergi artışları, tüketici kredileri ve kredi kartlarına yönelik yeni makroihtiyati tedbirler ve kredi artışlarının kredi büyümesindeki yavaşlama beklentisini dile getirdi. faiz oranları iç talebi sınırlayabilir.

Bürümcekci, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz kararı sonrasında mevduat ve kredi faizlerinin birlikte yükselebileceğini ve finansal koşulların önemli ölçüde sıkılaşabileceğini belirtti.

“Ancak bu etkilerin ne kadar derin yavaşlayacağını tahmin etmek için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Enflasyon baskıları ve döviz kurundaki artışlar talebi öne çekiyor ve önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yapılacak yerel seçimler net bir tablo elde etmeyi zorlaştırıyor.” Buna göre bu yıl için yüzde 3.” Büyüme beklentimizi aynı seviyede tutuyoruz.”

“İNŞAAT SEKTÖRÜ SÜREKLİ BÜYÜMEYE KATKI SAĞLAYACAK”

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener de ekonomik faaliyet kolları dikkate alındığında hizmet sektöründe ortalamanın oldukça üzerinde gerçekleşen artışın geleceğe yönelik beklentiler açısından olumlu değerlendirilebileceğini söyledi.

Şener, “Öte yandan özellikle kentsel dönüşüm ve deprem sonrası konut faaliyetlerinin yeniden başlamasıyla birlikte inşaat sektörünün ortalamanın üzerinde yüzde 6,2 oranında büyümesi, önümüzdeki dönemde de inşaat sektörünün büyümeye kesintisiz katkı sağlayacağını gösteriyor.” söz konusu.

Hizmet, inşaat ve finans sektörleri ile sigortacılık faaliyetlerinin büyümeye devam etmesiyle yıllık büyümenin daha olumlu görülebileceğine işaret eden Şener, “Büyüme Avrupa ve ABD ile karşılaştırıldığında ciddi anlamda olumlu olsa da sanayi sektörünün Büyümenin itici güçlerinden biri olan büyümenin son 2 çeyrektir daralması önümüzdeki dönemde özellikle seçici olacak. Kredi yöntemiyle sanayi sektörüne daha ciddi teşvikler verilmesini zorunlu kılıyor.” dedi.

Bu açıdan bakıldığında Şener, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile bankalar arasındaki ihracata yönelik kredi anlaşmalarının öneminin daha da artacağını vurgulayarak, sanayi dışındaki tüm ekonomik faaliyet kollarının halen olumlu olduğunu belirtti. önümüzdeki dönemde de büyümenin etkin bir şekilde devam edeceğini gösteriyor.

Şener, ikinci çeyrekte GSYİH’nın cari fiyatlarla 271 milyar 468 milyon dolara ulaştığını belirterek, son 2 çeyrekte mevcut büyümenin sağlanması halinde cari fiyatlarla GSYİH’nın bu yıl 1 trilyon doları aşabileceğini vurguladı.

Hanehalkı nihai tüketim harcamalarının 2023 yılının ikinci çeyreği itibarıyla zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 15,6 arttığını belirten Şener, hanehalkı tüketim harcamalarının bu kadar artmasının ve büyümeye 10 puanlık katkı sağlamasının talebin arttığını gösterdiğini ifade etti. İç pazar tüketim açısından hâlâ oldukça canlı.

Gayri safi sabit sermaye oluşumundaki yüzde 5,1’lik artışın da önemli bir kriter olduğunu dile getiren Şener, bunun üretim ve istihdamın devam edeceğinin göstergesi olduğunu kaydetti.

Şener, “Üretimi ve ihracatı artıracak, tüketimi azaltacak makro ihtiyati tedbirler ve yapısal düzenlemeler vakit geçirilmeden hayata geçirilmelidir.” değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA