Bu kitap, Muazzez İlmiye Çığ’ın 109 yılını anlatıyor

Sümerolog, bilim insanı, tarihçi Muazzez İlmiye Çığ’ın bir asrı aşan 109 yıllık hayatını anlatan, “Yaşadım’demek için ne yapmalı?” isimli kitapseverlerle buluşuyor.

Bu kitap, Muazzez İlmiye Çığ’ın 109 yılını anlatıyor

Sümerolog, bilim insanı, tarihçi Muazzez İlmiye Çığ’ın bir asrı aşan 109 yıllık hayatını anlatan, “Yaşadım’demek için ne yapmalı?” isimli kitapseverlerle buluşuyor.

Gazeteci Büşra Sanay sordu, 109 yıllık hayatını Sümeroloğ Çığ yanıtları ile kaleme alınan, mücadelelerle, hüzün ve mutluluklarla ama en önemlisi de “bilginin ve bilmenin” peşinden geçen bir asrı aşan ömrün, aynı zamanda da bir “Cumhuriyet tarihi” olarak ta okuyucusu ile buluşuyor.

20 Haziran 1914’te Bursa’da dünyaya gelmesi ile başlayan yaşama mücadelesinde, Muazzez İlmiye Çığ’dan “varlığın nedenini” anlamanıza yardımcı olacak 109 yıllık bir deneyim: “‘Yaşadım’ Demek İçin Ne Yapmalı? 100+ Yılın İzinde Hayatı Güzelleştirme Yolları” Tuhaf Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı.

1914 yılında, savaşların gölgesindeki Anadolu coğrafyasında dünyaya gelen bir kız çocuğuna “İlmiye” ismini vermek, bir anlamda onun kaderinin çizilmesi anlamına da gelmiş olabilir mi? Gazeteci Büşra Sanay’ın hayata, insanlığa ve mutluluğa dair sorduklarının ışığında bu koca çınarın gölgesinde “‘Yaşadım!’ diyebilmek için ne yapmalıyız?” sorusuna bir cevap arayarak, okuru bir ömrün deneyim dolu yolculuğuna çıkarıyor.

 Kitap, çocukluğu Osmanlı Devleti’nin yıkılışına denk gelen, sonrasında Cumhuriyet’in kuruluşuna bizzat şahitlik eden ve yüzüncü kuruluş yıldönümüne ulaştığımız Cumhuriyet’i ilk gününden itibaren yaşamış olan belki de son insan Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatını konu alıyor.

En önemli özelliklerinden biri olan Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle bir diğeri de bilime ve öğretmeye olan büyük aşkını anlatılarıyla okurların gözleri önüne seren Çığ, bu uzun yaşamda heybesinde biriktirdiklerini yazdığı onlarca kitapla paylaşıyor. Muazzez İlmiye Çığ, anılarının yer aldığı kitapta hem kendi ömrünün bir değerlendirmesini yapıyor hem de yeni kuşaklara “Nasıl mutlu olurum?” sorusuna bir cevap bulmaları adına yol gösteriyor.

 Bu kitabı okurken, Sümeroloğ Muazzez İlmiye Çığ’ın  zorlu, ama mücadele içerisinde geçen günleri, hayatında yaşadıkları gelişmeler, öğrencilik hayatı, Sumer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip sınıflara ayırarak numaralandırması, Yetmiş dört bin tabletten oluşan çivi yazılı belgeler belgeliğini oluşturması,  Üç bin tabletin kopyasını katalog yapıp yayımlaması gibi çalışmaları, akademik çalışmaları, yayınlanmış eserleri ve aklınıza gelen koskoca bir ömrün geride bıraktıkları ile kendinizi uzun bir yolculukta bulacaksınız.

Böylesi bir kitabı okuyucu ile buluşturmasından dolayı meslektaşım Büşra Şanay’ı da yürekten kutluyorum.

Sümeroloğ Muazzez İlmiye Çığ ile  2005 yılında tanışma ve yakından sohbet etme olanağını bulmuştum. Osmaniye merkez Çardak Köyü’ndeki Anadolu Halk Bilimleri ve Kültür Araştırma derneği tarafından, 2005 yılının “Özgür İnsan” ödülü Muazzez İlmiye Çığ’a verilecekti.

Osmaniye’deki bu törene katılarak ödülünü Dernek Başkanı İbrahim Çenet’ten aldıktan sonra,  Muazzez İlmiye Çığ etkinlikteki insanlarla bol bol sohbet etme, hatta anılarından kesitler anlattıklarına da tanık olmuştum.

Büşra Sanay’ın kaleminden, Tuhaf yayınları arasında okurları ile buluşan kitabın Yayın direktörlüğünü  Gülşen İşeri, Editörlüğünü Gökçe Şenoğlu, son okumayı Saliha Ulusoy, Kapak ve sayfa tasarımı ise  Beyzanur Karabulut tarafından yapılmış.

Yaşarken hayata tutunmak, sevmek ve başarmak, daha doğrusu var olduğunun varlığını yaşatabilme öğretileri açısından kitapseverlerin okumalarını öneririm.

(Haber: Mustafa Bardak)