Türk Dizi ve Filmleri

Türk Dizi ve Filmleri
Öncelikle bir izleyici olarak belirtmek isterim ki televizyonda mevcut olan hiçbir programı izlemiyorum. Ailem izlerken bile saçma bularak onların yanın da maruz kalıyorum.
Yapımcılar öncelikle yaparken kendi ceplerini düşünerek izleyiciye ne versek zaten izliyorlar diyerek düşünüp. En çok neyden reyting alırız deyip, aşk, yalan, ihanet, çarpık ilişkiler, silah ve çete oluşumu, kadına şiddete tepki veriyoruz diyerek şiddet, taciz, tecavüz ve dram içeren şeyleri dolduruyorlar. Kışın dram ve sözde kadına şiddete tepki ve çarpık ilişkiler, yazında aşk ve mantıksız ve anlamsız karşılaşmalar, fit erkeklerin dakikalarca kaslarına maruz kalmamız liste uzayıp gidiyor.
Öncelikle kadına şiddeti ele alalım. Kadına şiddet olayları zaten aldı başını gidiyor yeterli düzeyde bu konuda alınmış önlem yok maalesef kadınlarımızı koruyamıyoruz. Bunu üstüne sizde bunu önlemek ve dikkat çekmek adına yapılan yapımlarda kadına şiddete tepki göstermediğiniz ve gerçek anlamda tepki gösteren yapım yok denecek kadar az. Buradan şu sonuç çıkarılabilir: erkekler izledikleri yanımdan ben haklıyım deyip kendine bunları destek olarak algılayıp kadına şiddet uygulaması gerektiğini daha iyi öğreniyor. Kadınlar daha da sinmişlik haline bürünüyor.
Bir diğer konu silah, adam yaralama, çetesinin faaliyetleri olan yapımlar. Bir haberde kendini izledikleri dizideki çete sanarak ve onları örnek alarak silahlanmaya giden grup ortalığı aya kaldırmış ve çok sayıda yaralı ve ölü vardı. Bireysel silahlanmaya nasıl gidileceğine dair çok güzel akıl veriyor! Bir zamanlar Ulan İstanbul, İzmir Çetesi adlı diziler mevcuttu. Ulan İstanbul dizisinden emin değilim ama İzmir Çetesi dolandırıcılığın nasıl yapılacağını anlatan bir yapımdı, RTÜK bunu örnek alıp hırsızlık ve çetecilik faaliyeti artmasını göz önüne alarak diziyi yayından kaldırmıştı. Ama aynı RTÜK bu kadar suç unsuru oluşturan yapıma sessiz kalıyor sadece para cezası ile yetiniyor yapım şirketleri için o paralar çok küçük olduğu için ödeyip diziye devam ediyorlar.
Çarpık ilişkiler: zaten günümüzde insanlara güven en alt kademede de bu yapımlar ile hem kadınlar saf ve salak yerine konuyor bu normalleştiriliyor hem de evlilikleri de etkiliyor güvensizlikleri daha da tetikleyip havadan nem kapar hale getiriliyor.
Dram: insanlar kendinden daha kötü durumda olanları gördükçe rahatladıkları için bunları izliyorlarmış. Kendilerini duygusal anlamda tatmin ediyorlar bu bile izlediğimiz şeylerin bizim üzerimizdeki etkilerini gösteriyor.
Yaz dizileri: fakir kız, zengin oğlan kızın yataktan kalkıp garsonluk yaptığı yere gitmesi ile başlar. Zengin erkeğimizin de spordan gelip kahvaltısını edip spor arabası ile şirkete gidip CEO koltuğuna oturmasıyla devam eder. Nasıl bir şirket yapılanması varsa kız o şirkete girer her gün hatta her dakika karşılaşırlar. Tabi bir de üstsüz erkeğimiz ile kızın karşılaşması şart. Kız baktı ki herhangi bir cilt problemi de yok vücudunda , ben buna aşık olayım deyip evlenmeyi düşünür. Anlatırken bile sıkıldım. Bu dizilerde erkeğin illa zengin (makbulü kaslı) , CEO, spor arabası kesinlikle olması gerektiği ve kadınlarından biraz saf ve aşırı masum!, onlarla evlenmekten başka bir çaresi yokmuş gibi anlatıldığı yapımlar.
Bir de asker, polis, doktor ve günümüzün popüler mesleği avukatlar: terör olaylarının yoğun olduğu dönemde polis , asker yapımı çekmeye cesaret eden yok iken bunlar yavaş yavaş insanların teröre alışıp bir tanesi tuttu hadi devam diyerek başladı. Sahnelerin saçmalığı ve abartısından bahsetmek istemiyorum. Doktorlar dizisiyle beraber de bunda iyi para var diyen yapımcılar hastanelere yöneldi. Bir dizide de doktora şiddeti meşru bir şekil de anlatılmasının üstüne bir şey daha demeyeceğim çünkü demek istediğim anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Doktora şiddet zaten aldı başını gidiyor siz ne yapıyorsunuz? Eveet gelelim popüler mesleğimize avukat ya şimdi demeyeceğim de tutamıyorum kendimi kaç yıl anayasa hukuk, kanun, tüzük vs. gören insanları sindirilmiş insan olarak lanse etmeye hiç mi utanmadınız mı ya? Ben o dizileri izlesem avukat yerine ben kendimi savunurum deyip avukat tutmam avukatlar güzel bir itibar kaybı yaşadılar tebrik ederim.
Tarihi diziler: bizim toplumumuz okumuyor, yazmıyor sadece oturduğu yerde izliyor yalan yanlış tarih anlatan diziler yüzünden Abdülhamid’i, Osman Beyi ne sanıyorlar. Kanuni ömrünü savaşlarda geçirmiş adam dizide haremden çıkmadı ya pes artık. Tarihimizde bütün adamları mezarlarına bile rahat bırakmadık büyük bir alkışı hak ettik.
Uyarlama dizilere edecek tek lafım “Biz kullanmıyoruz siz de var olmasına rağmen kullanıyorsunuz ne kadar güzel sizin diziyi, filmi yapalım hem hazır senaryoda var.” Bence gayet uygun bu yapımlara.
İnsanlara bağırıp, küfür ederek film çekenlere beğenmediğimizi söylediğimizde. Yapım içindeki kişilerin laf söylemesini doğru bulmuyorum ayrıca bu tarz yapimlarin Argoyu normalleştirdiği ve şiddette zemin hazırladığını belirtmek isterim.
Buradan soruyorum cevabı bilen yazsın biz kadınların veya erkeklerin hayatında illa birisi olmalı mı? Hadi bu tamam ya biz kadınlar güçsüz ve aciz miyiz niye dizilerin veya filmlerin sonunda hep evleniyoruz ve en önemlisi saf salak oluyoruz? Bizde bunların dışında bilim, kültür sanat, güçlü kadın yapımları ve doğru tarih anlatan diziler yapan sayısı bir elin parmağını neden geçmiyor?
Artık elinizi taşın altına koyun sosyal medyadan şiddete, tacize veya tecavüze tepki vermek için post atmak kolay. Sonrasında toplum ahlakını bozan yapımlarda yer almak hiç samimi gelmiyor çünkü o insan hayatlarında dizi ve filmlerdeki gibi rol yapmıyor, canlarından oluyorlar.
Dipnot: Yazı için fotoğraf aratayım dedim on fotoğraftan dokuzu öpüşme ile ilgiliydi. Kimin kimle öpüştüğüne laf ettiğim yok karışacak da değilim de Türk diz ve filmlerinde hiç mi başka bir şey yok? İnanmayanlar Türk Dizi ve Film saçmalıkları yazıp bakabilirler.✍