ŞURKAV’dan Kadınlar Gününe Özel Konser

Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) Türk Sanat Müziği Korosu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle verdiği Hicaz Fasıl ve Solo Şarkılar Konseri büyük ilgi gördü.

ŞURKAV’dan Kadınlar Gününe Özel Konser
Milli Eğitim Müdürlüğü konferans salonunda verilen konsere, Vali Abdullah Erin, Vali Yardımcısı Yeliz Yıldızhan, Haliliye Kaymakamı Metin Esen, ŞURKAV Yönetim Kurulu Üyeleri ile çoğunluğu kadınlardan oluşan vatandaşlar katıldı. Şef Osman Avni Devecioğlu’nun yönetiminde koro ve solo Türk Sanat Müziği eserlerinin seslendirildiği konserin ardından koroyu tebrik eden Vali Erin, koroda görev alan kadınlara 8 Mart Dünya Kadınlar Günü adına birer çiçek takdim etti. Konser sonunda bir konuşma yapan Vali Erin, Şanlıurfa’nın sadece halk müziğinde değil, Türk sanat müziğine de temel teşkil eden illerden biri olduğunu söyledi. Vali Erin, “ŞURKAV Türk Sanat Müziği (TSM) Korosu’nu iki üç aylık bir süre içerisinde derleyip toparladık. Genel olarak savaşın konuşulduğu, ölümlerin, yıkımların televizyon ekranlarında canlı olarak izlendiği, kasvet havasının hâkim olduğu bir zamanda bize bir saat de olsa bir nefes aldırdılar. Çok teşekkür ediyor, tebrik ediyoruz.” dedi. Kuruluşunu Vali Ziyaeddin Akbulut’un yaptığı ŞURKAV’da bugüne kadar görev almış herkesi saygıyla andığını dile getiren Vali Erin, “Bizleri bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir araya getiren ŞURKAV yönetim kurulundan ve ŞURKAV aracılığıyla memlekete hizmet eden herkesten Allah razı olsun.” diye konuştu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle tüm kadınların Kadınlar Gününü de tebrik eden Vali Abdullah Erin, sözlerine şöyle devam etti: Bugünün kadına yönelik ayrımcılığın son bulmasına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan temenni ediyorum. Kadınlar Günü, batıdan alıp kutladığımız bir gündür. Kendi inanç ve kültürümüzde kadının olması gereken yerle ilgili iddialarımıza sahip çıkmamız gerektiği apaçık ortadadır. Yaratılıştan itibaren Cenab-ı Allah’ın kadınla erkeği eş saydığı, birbirini tamamlamak üzere yarattığını, Allah indinde birinin diğerinden hiçbir farkının olmadığı, dünyaya geliş ve sorumluluk itibariyle de iyiliği ve güzelliği yaymakla görevli olduğu konusunda da hiçbir ayrım olmadığını biliyoruz. Bugün yaşadığımız inancımız ve kültürümüz adı altında kadını oturttuğumuz yer, inancımız ve kültürümüze göre kadının olması gereken yer değildir. Bizim inanç ve kültürümüzde kadının yeri apayrıdır. Bunun örneklerini Muhammed Aleyhisselam’ın hayatında çok net biçimde görüyoruz. Dolaysıyla bugün gelenek olarak kabul ettiğimiz, atalarımızdan devraldığımız kültürün de inancımızla pek bağdaşmadığını söylemek lazım. Kadın elbette kültür hayatının, eğitimin, her türlü sosyal sanatsal faaliyetlerin içerisinde olacak. Ama kadının da nesillerin devamı, sağlam toplumların oluşması ve devamlılığı anlamında yerine getirmesi gereken birinci görevi ve sorumluluğunun annelik görevi olduğunu da unutmamalıyız. İyi bir anne olmadığı zaman toplumun ifsad olduğunu kısa süre içerisinde görürsünüz. Çocuk, anneden aldığını başka hiçbir yerden alamaz. Milli manevi değerleri, inancı, merhameti, sevgiyi, saygıyı, hürmeti anneden alır. Anneden aldığı üzere topluma sunar veya topluma zarar verir. Dolaysıyla annelik görevinin kutsallığının, sağlam bir toplum ve devlet olmamızın da esası olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor.