Şarkıcı Berna Tan, annesinden gördüğü şiddeti anlattı: 4 yaşındayken bilerek elimi yaktı

Gökay Kalaycıoğlu’nun sunumuyla Haberler.com’un YouTube kanalında yayınlanan Haber Mazeret programının bu haftaki konuğu Kına müziği 127 milyon dinlenen Berna Tan oldu. Sıkıntı bir çocukluk geçirdiğini söyleyen müzikçi, annesinden gördüğü şiddeti de anlattı.

“EVDEKİ ŞİDDETTEN NASİBİMİ ALDIM”

Çocukluğunu yaşayamadığını söyleyen müzikçi, “4 kız 1 erkeğiz. Ben hiç çocukluğumu yaşayamadım. Hoş bir çocukluk geçirdim desem palavra söylemiş olurum. Bunları yaşayıp daima gülmeye çalışmak beni çok yoruyor. 12 yaşında ayakkabıcı olarak iş hayatına başladım. Çocukluğumda en çok istediğim şey bir bisikletimin olmasıydı lakin asla olmadı. Memnun bir aile değildik. Annem ve babam ben 7 yaşındayken boşandı. Konutta daima hengame vardı. Annem 13, babam 25 yaşında evlenmiş. İkisi de aile zoruyla evlenmiş. Mutsuz evlilikte çocuk da olunca meseleler olmuş. Çocukluğumu yaşayamadım. Meskendeki şiddetten ben de nasibimi aldım. Bu hususları kızım büyüdükten sonra konuşmak istiyorum. Ona bazen yaşadıklarımı anlatıyorum. Küçükken görmediğim şeyleri artık kızıma yapmaya çalışıyorum. Keşke bu türlü bir çocukluğum olmasaydı. Artık kendime bana benzeyen bir bebek aldım. Kızımla çocukluğumu yaşayarak geçmişi unutmaya çalışıyorum” dedi.

“BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM BU ANNE VE BABAYI İSTEMEZDİM”

Şimdilerde ailesiyle görüşmediğini söyleyen Tan, “Hem annem de hem de babam sorun vardı. Bilhassa annem hırsını bizden çıkartıyordu. Ben geçmişi unutamam. Bir daha dünyaya gelsem bu türlü bir anne ve baba istemezdim. Artık de çok görüşmüyoruz esasen. Geçirdiğim hastalıklardan ötürü beni üzecek beşerlerle görüşmüyorum. Buna annem ve babam da dahil. 3 ay evvel tümörü atlattım. Yaşadıklarımı bir ben bir de Allah biliyor. Kardeşlerim de ailemle görüşmüyor zira her şey doğurmakla olmuyor” halinde konuştu.

“4 YAŞINDAYKEN ANNEM BİLEREK ELİMİ YAKTI”

Kalaycıoğlu’nun “Annenin gözünün içine baktığında hatırladığın şey ne?” sorusu üzerine kelamlarına devam eden müzikçi, şunları söyledi: “4 yaşındayken annem benim elimi yakmıştı. Elimin teki bu yüzden açılmaz mesela. Camın kenarını kırdığım için elimi bilerek yaktı. Kızım bir ödülümü kırdığı için çok korkmuştu. Ben ona senin canın sağ olsun ben onu tekrar kazanırım ancak seni kazanamam dedim. Zira kızım benim en değerli şeyimdi. Babam bu türlü değildi ancak annem öyleydi. Bir annene ne olursa olsun kızına bu türlü karışmamalı. Başımda da bir iz ve saçımı her yana attığımda onu görüyorum. Ne yaptığımı hatırlamıyorum fakat annem başıma sopayla vurdu ve orası açıldı. Hayatta en kıskandığım şeylerden biri ailedir. En çok korktuğum şeylerden biri de kızımın babasız kalmasıydı eşim ölünce kaldı. Hayatım boyunca daima korktuğumla sınandım.”