Dr. Öğr. Üyesi Kılıçaslan: Otizm Beynin Farklı Şekilde Gelişmesidir

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Dr. Öğr. Üyesi Fethiye Kılıçaslan tarafından Otizm Farkındalık eğitimi düzenlendi.

Dr. Öğr. Üyesi Kılıçaslan: Otizm Beynin Farklı Şekilde Gelişmesidir
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Fethiye Kılıçaslan, otizm hastalığına ilişkin bilgi vererek, tanı ve tedavi sürecini anlattı. Otizm hastalığının çocuklarda bir eksiklik değil, beynin farklı şekilde gelişmesi olduğunu belirten Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Fethiye Kılıçaslan, son dönemlerde çocuklar için çokça gündeme gelen otizm hastalığı ile ilgili bilgilendirmede bulundu.  Ailelerin otizmi bilmelerinin ve bu doğrultuda doktora başvurmalarının önemli olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Kılıçaslan, otizm hastalığının tanı ve tedavi süreci hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Fethiye Kılıçaslan otizm hastalığında doktor tavsiyesinin önemine vurgu yaparak, “Günümüzde her gün yüzlerce ailenin çocuğu ‘Otizm’ tanısı almaktadır. Bu ailelerin pek çoğu için ‘otizm’ tanıdık bir kavram değildir ve belki de ilk kez çocuklarındaki problemler sebebi ile başvurdukları uzmandan bu tanıyı duymuşlardır” dedi. OTİZM NEDİR? Otizm erken çocukluk çağında belirtileri görülmeye başlayan nörogelişimsel bir bozukluktur. Daha farklı bir ifade ile otizmin belirtileri, beynin farklı biçimde gelişmesi sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Otizmin en önemli belirtileri insanlarla ilişki kurma ve etkileşime girmekte yetersizlik/isteksizlik, iletişim becerilerinin yetersiz olması ve tekrarlayan davranışlardır. OTİZM NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR? 40-50 yıl önce otizmin nadir rastlanan bir problem/hastalık olduğu söylenmekte idi. Günümüzde ise artık otizmin çok daha sık görüldüğü bilinmektedir. ABD’de yayınlanan yeni bir makaleye göre otizm sıklığı 2000 yılından bu yana yüzde 241 oranında arttı. Son veriler her 44 çocuktan birinin otizmli olduğunu ifade etmektedir. OTİZM KİMLERDE GÖRÜLÜR? Cinsiyet açısından bakıldığında, otizm erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görülmektedir. Kızlarda görülen otizmde de sıklıkla zihinsel engellilik eşlik etmektedir. Ayrıca farklı ülkelerden göçmen annelerin çocuklarında yerli annelerin çocuklarına göre daha sık görüldüğü gösterilmiştir. Eğer anne veya baba göç ettiği ülkede savaş, yoksulluk ve hastalıklara maruz kaldıysa doğacak çocuklarında otizm riski artmaktadır. OTİZMİN SEBEPLERİ NELERDİR? Otizm pek çok faktörün birbiriyle etkileşimi sonucunda ortaya çıkar. Tek ve bilinen bir sebeple otizm açıklanamaz. Son yılarda yapılan çalışmalar hem genetik hem çevresel faktörlerin etkileşiminden söz etmektedir. Çevresel faktörlerden de en çok suçlanan etken, geç yaşta anne-baba olmaktır. OTİZMİN AŞILARLA İLGİSİ YOK VE BELLİ DİYETLERLE GEÇMEZ OTİZM TANISI NE ZAMAN KONULUR? Otizm belirtilerinin başlama yaşı ve tanının hangi yaştan itibaren konulabileceği ebeveynlerin sıklıkla sordukları iki sorudur. Otizm belirtilerinin bir kısmı 1 yaştan küçük çocuklarda bile görülebilmektedir. Ancak küçük yaşlarda görülen belirtiler daha çok ‘Risk Belirtileri’ olarak adlandırılır. Risk belirtisi demek ‘Otizm gelişme ihtimali’ olduğu, ancak başka ‘gelişimsel bir sorun’ da olabileceği anlamına gelir ve mutlaka çocuğa erken müdahale edilmesi gerekir demektir! Otizm tanısı genelde 18 ay-2 yaş arası çocuklarda daha kesin konulabilir ancak daha erken yaşta belirtiler gösteren çocuklarda mutlaka çocuk psikiyatri doktoruna başvurulması ve gerekirse ilgili eğitime başlanması gerekir. AİLELER ÇOCUK PSİKİYATRİ DOKTORUNA NE ZAMAN BAŞVURMALI? - Çocuğunuz daha önceki becerilerini kaybediyor ya da bildiği kelimeleri unutuyorsa, - Sık sık gülümsemiyorsa ve çoğunlukla ‘donuk’ bir yüz ifadesi varsa, - İnsanlara ilgi göstermiyorsa; sizinle göz teması kurmuyorsa, - İsmini söylediğinizde bakmıyorsa, - Parmakla göstermek, kafasını hayır diye sallamak gibi hiçbir el, kol, baş hareketi yapmıyorsa, - Yakın temastan, kucaklanmaktan kaçınıyorsa, - Yaptığınız hareketleri veya çıkardığınız sesleri tekrar etmeye çalışmıyorsa, - Konuşup eğlendirildiğinde tepkisi zayıfsa, - ‘’ Güle güle’ işareti yapma, öpücük gönderme gibi taklide dayalı beceriler yapamıyorsa, - Oyuncaklarla uygun biçimde oynamıyorsa, - 16 aylık olmasına rağmen anlamlı kelimeleri yoksa, - 24 aylık olmasına rağmen anlamlı iki kelimelik cümleleri yoksa, - Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa, - Yaşıtlarına karşı ilgisizse, - Tuhaf tekrarlayan hareketler (parmak ucunda yürüme, sallanma, dönme, kanat çırpma, el hareketleri) -   Tuhaf nesnelere takıntı ve aşırı ilgi (dönen nesneler, araba plakaları, amblemler vs.) varsa, aileler vakit kaybetmeden Çocuk Psikiyatri uzmanına başvurmalıdır. OTİZM TEDAVİSİ NASILDIR? Otizmde temel tedavi; davranışsal ve eğitsel müdahalelerdir. İlaç tedavileri otizmin temel belirtilerini iyileştirmez ancak eşlik eden psikiyatrik durumlar ve ek davranışsal sorunlar için kullanılmaktadır. Aileler tarafından alternatif ve tamamlayıcı tedaviler sıklıkla kullanılsa da bu yöntemlerin etkinliği gösterilememiştir. Şunun da altını çizmek gerekiyor; erken dönemde teşhis ve müdahale çocuğun gidişatını önemli düzeyde etkiliyor. Başhekim Doç. Dr. Ahmet Güzelçiçek, program sonunda yaptığı konuşmada,”Her insan dünyaya farklı özelliklerle gelmektedir. Herkesin kendine has fiziksel, duygusal ve sosyal yapısı vardır. Herkes için gerekli olan eğitim, otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi yöntemi olduğundan büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan erken teşhisle birlikte verilecek özel eğitim onları toplumsal hayata kazandıracaktır” dedi. Başhekim Güzelçiçek, daha sonra Dr. Öğr. Üyesi Fethiye Kılıçaslan ve katılımcılara teşekkür ederek, Kılıçaslan’a teşekkür plaketi takdim etti.